Pazarlamada duygu biliminin önemi

Gelişen dünyada, küreselleşme ve internet gelişmelerinin etkisi çok farklı ticaret ve pazarlama tekniklerinin gelişmesine neden oldu. Artık klasik pazarlama yöntemleriyle var olmak neredeyse imkansız hale geldi. Bu gelişmelerin en önemli etkisi, şüphesiz, internet uygulamalarının gelişmesi. Sosyal medya sayesinde reklamcılık ile pazarlama tekniklerinin farklılaşması sağlandır. Bunlarda biri ise, pazarlamada duygu biliminin ön plana çıkmasıdır.
 Pazarlamada duygu bilimi oldukça önemli bir hale gelmiştir. Bunun anlamı, kişilerin duygularının, bu anlamdaki etkileşimlerinin ürünlerin alımında ne kadar etkili olduğudur. Gerçekten, düşündüğünüz zaman duyguların ne kadar önemli olduğunu anlayacaksınız. Sizi duygulandıran, mutlu olmanızı, gülmenizi veya heyecanlanmanızı sağlayacak reklamların daha etkili olduğunu herkes söyleyecektir. Özellikle, içinde aşk olan yayınların ne kadar etkili olduğu bir gerçektir. Ancak, samimi olmak şartıyla. Arkadaşlık, kardeşlik gibi duyguları ön plana çıkartan pazarlamalar da bulunmaktadır. Pazarlamada duygu bilimi üzerine işleyen kampanyalara en güzel örnek, “paranın satın alacağı her şey” sloganıyla reklam yapan kart ödeme sistemidir. Reklamlardaki duygusal tema hemen öne çıkmaktadır. Bu reklamları mutlaka izleyin, siz de göreceksiniz.
nöro marketing
Pazarlama duygu biliminin kullanılmasına, nöro marketing denilmektedir. Bu sistem, bilim ve pazarlamanın buluşma noktasıdır. Duyguların analizin yapılması ve pazarlamada önemi, nerede ve ne kadar kullanılması, vurgulanması gerektiği gibi detaylar nöro marketingde ön plana çıkmaktadır. Farkında olmadan, duygularımıza işleyen tekniklerle, bizi etkileyen ve ürünleri almamızı sağlayan çalışmalar bu kapsamda yapılmaktadır. Günümüzde başarılı olmak isteyen reklamcılar ve firmalar, artık nöro marketing gibi teknikleri çok iyi kavramalıdır. Ayrıca, interneti son derece başarılı kullanmaları gerekmektedir. Bu sayede, küreselleşen ve artan rekabet ortamında başarılı sonuçlar alabilirler. Aksi takdirde, piyasada kendinden söz ettirmek zor bir hale gelebilir.

Marka başarısı facebookta ne kadar önemli?


facebook brand
Sosyal medya pazarlaması yapan markalar insanların gün içinde yoğun olarak ziyaret ettikleri facebook sayfasından yararlanarak başarılarını değerlendirmeye çalışmaktadırlar. Markalarını bu sayfada yayınlayan şirketler ne kadar çok beğenilirse o kadar çok başarılıyız düşüncesi içine girerek beğeni sayısını önemsemektedirler. Fakat marka başarısında göz önüne alınan etmenler arasında her ne kadar marka başarısı yer alsa da hesaplama yapılırken etkileşim oranı da göz önüne alınmaktadır. Kısacası markanın etkileşim oran konuşulanlar ve etkileşim oranının birbirine bölünmesi ile hesaplanmaktadır. Zeki ve yaratıcı stratejilerle bu oranı en üstte tutan markalar her daim daha başarılı olarak kabul görmektedir.
Picture-76
Ancak sadece beğeni sayısını dikkate alarak hareket eden markalar da yok değil. Markanın konuşulmasının beğenilmesinden daha değerli olduğu biraz düşünüldükten sonra herkesin aklına yatan bir gerçektir. Mantıklı düşünebilen her birey bu gerçeğe ulaşabilir. Genel anlamda sosyal medyada bir markayı beğenmek sırf arkadaşı beğendiği için beğenme gerçekleştirilen bir eylem haline de gelebilmektedir. Bu nedenle markanın içeriği ile ilgilenme ya da bu marka ile yakından iletişim haline girme gibi bir durum her marka beğenicisi tarafından gerçekleştirilmemektedir. Bu da markanızı beğenenleri değil de konuşulanları önemsemenize neden olmaktadır. Çünkü markanızı kullanan kişilerin yorumları sizin için daha değerli olacaktır. Beğenen kişi kullanmadığı sürece markanıza hiçbir yorum getirmez. Bu da size farklı bir yorum kazandırmaz.

İlgi Çekici Konuları Tespit Etmenin Üç Adımı

Blog yazarlarının en sıklıkla karşılaştığı sorun yazacakları konuyu doğru belirleyebilmek. Blog içeriklerini yaratırken hem trafiğinizi artırabilecek, hem paylaşılabilmesini sağlayacak hem de sadık okuyucularınızı tatmin ederken hem de size yeni okuyucular kazandıracak konular belirlemeniz gerekiyor.
Tüm bunları aynı anda sağlamak zor gözükse de eğer başarılı bir blog stratejisi yürütmek istiyorsanız tüm bu ihtiyaçları karşılayabilecek konuları tespit etmeniz oldukça önemli. Eğer okuyucu kitlenizi iyi tanıyorsanız onlara hitap eden, onların ilgi alanına giren konuları bulmanız daha kolaylaşırken aklınıza hiçbir konu gelmediği anlarda büyük bir çıkmaza düşmeniz olası.
Her blog yazarın en büyük kabusu “writer’s block” ile karşılaştığınızda ele alacağınız konuları belirlemek için izleyebileceğiniz adımları aşağıda derledik.
writers_block
Verilerden yararlanın
Konu sıkıntısı ile karşılaştığınızda elinizdeki verileri kullanarak aslında okuyucularınızın ilgisini çekebilecek konuları belirleyebilirsiniz. Bunun için blogunuzda şimdiye kadar en çok okunan içeriklerinizi tespit etmekle ilk adımı atabilirsiniz. Google Analytics’den yararlanarak en fazla trafik alan, en fazla etkileşime ulaşan içerikleri belirlemeniz mümkün.
Bu ilk aşamadan sonra sosyal ağlarda en fazla etkileşime ulaşan içeriklerinizi de belirlemeniz iyi bir strateji olacaktır. Bunun için Facebook, TwitterGoogle+ gibi hesabınızın olduğu sosyal ağların analiz araçlarını kullanabilir ve sosyal ağ kullanıcılarının en ilgisini çeken başlıkları bulabilirsiniz.
Kendi verilerinizin haricinde rakiplerinizin en çok okunan içeriklerine de göz atın. Aynı sektörde olduğunuz diğer bloglar hangi içeriklerle okuyucu ilgisini çekiyorlar? Bu içerikler de size bir yol gösterecektir.
Tüm bunlara ek olarak kaynak olarak kullandığınız site ve diğer blogların popüler içerikleri, o sırada sosyal medyada en fazla konuşulan konuları da derleyerek içeriğinizi konumlandıracağınız konuyu aşağı yukarı belirlemiş olacaksınız.
Ortak noktaları bulun
Araştırmanızdan elde ettiğiniz verileri şimdi derleme toplama zamanı. Bunları listeleyerek ortak noktalarını bulun. “Bu içerikleri okunur, paylaşılır yapan nedir?” konusunda çıkarımlarda bulunun. İçeriklerin ortak noktasını bulduktan sonra blogunuzun duruşuna uygun olarak artık kendi içeriğinizi yaratmaya az çok hazırsınız.
Blogunuza uyarlayın
Son aşamada kendi blogunuzla elde ettiğiniz verilerin tutarlılığını karşılaştırın. Belirlediğiniz konu blogunuzun duruşuna ve amacına uygun mu? Okuyucunuz gerçekten bu konuyla ilgili mi? Bu konu son okuyucuya yarar sağlayacak mı? Bu konuyu okuyucunuzun anlayacağı şekilde blogunuza taşıyabilecek misiniz? Yeterli kaynağınız var mı? Bu içerikle trafiğinizi artırmak size gerçekten yarar sağlayacak mı?
Eğer bu sorulara cevaplarınız olumluysa artık elinizde sizi hedefinize ulaştıracak bir konu var demektir. Artık bu konudan hareketle içeriğinizi hazırlayıp okurlarınızla paylaşabilirsiniz.

Facebook Pazarlamasinda Yaratici Gorsel Kullanma Taktikleri

Facebook pazarlamasında fotoğraf paylaşımlarının etkileşim almadaki etkisi oldukça büyük. Facebook’un kendi açıkladığı da üzere fotoğraf içeren paylaşımlar sadece metinlerden oluşan içeriklerden %120 oranında daha fazla etkileşim alıyor.
Facebook da görsellerin haber kaynağında daha fazla kullanıcı yorumu, beğenisi, paylaşımı almasından dolayı şu an test ettiği ve yakında herkese sunacağı yeni ana sayfa tasarımındagörsellere ayırdığı yeri büyütüyor. Daha büyük görsellerin yer almaya başlayacağı yeni haber kaynağına ek olarak Facebook haber akışı algoritmasında da metinlerin yer aldığı durum güncellemelerinden ziyade görsel paylaşımlarını daha öne çıkarmaya başlıyor.
Tüm bunlar görsellerin Facebook üzerindeki önemini gösterirken eğer siz de bir fan sayfası yönetiyorsanız Facebook sayfanızda görsellerinizi doğru ve etkili bir şekilde kullanmaya özen göstermelisiniz. İşte tam bu noktada etkileyici, hedef kitlenizi tam 12′den vuran ve etkileşimi zirveye taşıyacak görselleri seçmek ve doğru mesajla vermek burada önem kazanıyor.
Biz de size yol göstermesi açısından Facebook sayfalarında yaratıcı görsel kullanımlarını örneklerle derledik.
Görselinizi konuşturun
Etkileşim yaratmanın ilk yolu hayranlarınızı iletilerinize çekmek ve onun hakkında konuşmasını sağlamak olduğunu düşünürsek bu aşamada görsellerden yararlanabilirsiniz. Soru sormak her zaman hayranlarınızı harekete geçirmek için ilk akla gelen yöntemken bunu neden düz bir soru cümlesi yerine, etkileyici bir görselle yapmayasınız ki? Örneğin bir ürününüzün bir bölümünü zoomlayıp paylaşabilir ve onunla ilgili tahminler yapması, fikirlerini paylaşması için hayranlarınızı harekete geçirebilirsiniz.
Sahne arkasını paylaşın
Örneğin yeni bir ürün lansmanı için sosyal medya pazarlamasını kullanıyorsunuz. Ürününüz son tüketiciye ulaşmadan önce ürünün yapım aşamasını etkileyici görsellerle spoiler olarak Facebook sayfanızdan yayınlayabilirsiniz. Böylelikle hayranlarınızın merakını daha da güdümleyerek sayfanızı daha yakından takip etmesini sağlayabilirsiniz. Aynı şekilde düzenlediğiniz etkinliklerin sahne arkası, hazırlık aşamalarını da fotoğraflar aracılığıyla hayranlarınızla paylaşabilirsiniz.
Müşterilerinizi yıldızlaştırın
Müşterilerinizle aranızdaki iletişimi ve bağlılığı kuvvetlendirmek için onları ara sıra öne çıkarmayı deneyebilirsiniz. Örneğin yarışma düzenlediğinizde kazanan hayranınızın hediyesiyle birlikte bir fotoğrafını yayınlayabilir ya da bir etkinlik düzenlediğinizde oradaki hayranlarınızın fotoğraflarını sayfanızda paylaşarak kendilerini etiketlemesine izin verebilirsiniz.
Farklı fikirler, tüyolar paylaşın
Ürün ve hizmetlerinizle ilgili bilinmeyenleri, küçük ayrıntıları eğlenceli tüyolar hakkında hayranlarınıza görseller eşliğinde sunabilirsiniz. Kimse hem eğlendirici hem öğretici bir bilgiye hayır diyemez, üstelik bu paylaşabilir bir görselle geldiyse…
Onları eğlendirin
Caps ve meme’lerin internet ve sosyal medyanın en çok paylaşılan öğeleri olmasına şaşmamak gerek. Eğer içeriğinizin viral olması gibi bir amacınız varsa caps’lerden yararlanabilirsiniz. Üstelik bunları gündemdeki bir olayla birleştirirseniz etkileşiminizin tavan yapacağından emin olabilirsiniz.
Ofisinizi, çalışanlarınızı hayranlarınızla tanıştırın
Markanızla hayranlarınızla arasında bir samimiyet bağı oluşturmak, bir köprü kurmak istiyorsanız aranızdaki kalın resmiyet çizgilerini kaldırın. Bunun için ofis içinden fotoğraflar paylaşabilir, çalışanlarınızı bir iletilik olsun marka yüzü yapabilirsiniz. Bu görselleri yaratıcı içeriklerle de desteklerseniz sıradan bir ürün görselinden daha fazla ilgi çekebileceğinizden kuşkunuz olmasın.

Twitter’dan Etkileşiminizi Artıracak Paylaşım Tüyoları

Hangi tweet’lerin daha fazla etkileşim aldığı yönünde her gün yeni bir araştırma ve case-study çalışması çıkıyor. Ancak özellikle markaların Twitter paylaşımlarında önemli bir belirleyici etkisi olan bu durum hala çoğu kullanıcının kafasını karıştırıyor. Twitter da bu sorunun cevabını vermek için harekete geçerekresmi blogundan bir rapor yayınladı.
Twitter veri mühendisi Douglas Mason siyaset, müzik, haberler, spor ve TV alanında atılmış milyonlarca tweet’i inceleyerek oluşturduğu araştırmayla hangi tweet’lerin ortalamanın üzerinde bir etkileşim oranına ulaştığını tespit etti. Twitter bu araştırmayla tweet’lere eklenen fotoğraf, video ve hashtag’lerin tweet kalitesini artırırken etkileşimi de aynı derecede artırıp artırmadığını gözler önüne seriyor.
Twitter tweet’lerde hashtag kullanımı, fotoğraflar, videolar, linkler ve sayıları içerip içermediğini incelemiş. 2 milyondan fazla tweet’in incelendiği araştırmada bu öğeleri içeren tweet’lerin retweet alma oranları karşılaştırılarak önemli sonuçlara varılmış durumda.
Twitter: “En fazla retweet’i fotoğraflar alıyor”
Araştırmanın sonuçları fotoğraf, video ve linkler içeren tweet’lerin ciddi bir etkileşim sayısına ulaştığını gösteriyor. Bunun kırılımlarına indiğimizde ise fotoğrafların tweet’lerin retweetlenme oranını %35; videoların %28; alıntıların %19; sayı içeren tweet’lerin %17 ve hashtag’lerin %16 artırdığı ortaya çıkmış durumda.
Bunları tweet’lerin konusuna göre ayrıştırdığımızda da farklı sonuçlar ortaya çıkabiliyor. Örneğin TV ile alakalı tweet’lerde en fazla retweetlenme sayısına ulaşan tweet’ler alıntı içerenlerken haberlerde fotoğraf URL’leri en fazla retweet’i toplayan paylaşım türü oluyor. Müzikte ise video içeren tweet’ler retweetlenme rekoru kırıyor.
Etkileşiminizi artırmak için hangi yolları izlemeniz konusunda birinci ağızdan tavsiye almak istiyorsanız Twitter’ın araştırmasının tamamına buradan ulaşabilirsiniz.

Twitter’da Takipçilerinizin Sizi Terk Etmesindeki 6 Neden

Twitter gittikçe daha kalabalıklaşıyor. Takipçi – takip edilen dengesini tutturmak isteyen kullanıcılar da bu sebeple gitgide kimleri takip edeceklerinde daha titiz davranıyor. Dolayısıyla Twitter üzerindeki duruşunuz, tweet’leriniz takipçi sayınızı artık daha doğrudan etkiliyor.
Bir zamanlar hızla artan takipçi sayınızın yine aynı hızla azaldığını mı hissediyorsunuz? “Neden beni kimse takip etmiyor?” sorusundan ziyade “Neden takipçilerim beni bırakıyor?” sorusu kafanızı daha çok mu meşgul ediyor? Bir haber verelim; sorun Twitter’da değil, sizde! Eğer aşağıdaki bazı ölümcül hataları yapıyorsanız, Twitter’da takipçileriniz sizi bırakmakta çok da haksız değiller.
follower
1. Yeterince sosyal değilsiniz
Tweet’lerinizde sürekli kendinizden bahsediyorsunuz. Tamam, hayatınız çok zor olabilir ya da yaşadıklarınızı, hissettiklerinizi Twitter’a yazmak sizi rahatlatıyor olabilir. Ama adı üstünde Twitter, bir sosyal medya platformu. Dolayısıyla “sosyal” olmalısınız.
Twitter’ın yazılı olmayan kurallarında tweet’lerin %90′ının kişinin kendisi hakkında olmaması maddesi vardır. Yani %10′luk bir kendinizden bahsetme hakkınız var. Dolayısıyla başkalarının tweet’lerini paylaşın yani retweet edin; favorilere alın; link paylaşın; sohbetlere katılın. Kısacası sosyal olun. Böylelikle daha dengeli bir profile sahip olacak ve takipçilerinizi elinizden kaçırmayacaksınız.
2. Fazla kibirlisiniz
Twitter’da hep övgü almak istiyor; hep birileri beni takip etsin, benim içeriklerimle etkileşime geçsin diye mi bekliyorsunuz? Bir haber daha verelim; Twitter’daki en önemli kişi siz değilsiniz. Zira “hep sizin hakkınızda konuşulsun ama kimseyle etkileşime girmeden hayatınızı sürdürün” kuralı Twitter’ın doğasına ters. Araştırmalar daha fazla takipçi kazanmanın yolunun başkalarıyla aktif olarak etkileşime girmekten geçtiğini söylüyorlar. Bu yüzden Twitter üzerindeki iletişimi tek taraflı görmeyin ve aldığınız kadar vermeyi de öğrenin. Yoksa takipçilerinize güle güle demek zorunda kalabilirsiniz.
3. Suskunsunuz
En son tweet’inizi ne zaman yazdınız? Bir saat önce, bir hafta önce, bir ay önce? Eğer düzgün aralıklarla tweet göndermiyorsanız takipçilerinizi de kendinizden soğutuyorsunuz demektir. Daha önce de söylediğimiz gibi Twitter’ın ilk kuralı sosyal olmak. Eğer hiç paylaşım yapmazsanız neden kim sizi takip etmek istesin ki?
4. Tepkisizsiniz
Twitter’da aktifsiniz, takipçilerinizin sayısı da gayet doyurucu. Birçok mention, direkt mesaj alıyorsunuz. Ancak tweet yazmaktaki aktifliğinizi etkileşimlere cevap vermekte kullanmıyorsunuz. Kısacası takipçilerinizin sizinle iletişime girme çabasını yok sayıyor, görmezden geliyorsunuz. Tabii Twitter’da her gelen mention’a, mesaja cevap vermek zorundasınız gibi bir kural yok. Ancak herkesi yok saymak da size takipçi kaybı olarak geri dönecektir.
5. Paylaşmıyorsunuz
Eminiz, her gün onlarca haber, makale, içerik, en kötü tweet okuyorsunuz. Peki bunları neden Twitter sayfanızda paylaşmıyorsunuz? İçerikleri, öğrendiklerinizi, ilginç bulduğunuz haberleri kendinize saklarsanız sosyal medyanın sosyallik ilkesini bir kez daha ihlal etmiş olursunuz. Retweet benim işim değil diyorsanız; çoğu sitede sosyal paylaşım butonları var. Sadece basın ve paylaşın; takipçilerinize tüketecek malzeme verin ki sizi takip ettiklerine değsin.
6. Hassas konularda çok sertsiniz
Twitter’da herkes inandığı konuyu sonuna kadar savunmakta serbest. Ancak din, politika, cinsel tercihler gibi herkesin aynı görüşü paylaşmadığı konularda biraz daha hassas olmak gerekiyor. İnandığınız şeyi savunmaktan vazgeçmeyin ancak bunu tweet’lerinizin dengesine iyice yedirin. Tabii tam tersi düşünceyi savunan ve bu tarz paylaşımları zaman akışı sayfasında okumaktan sıkılacak olan takipçilerinizi kaybetmek istemiyorsanız…

Sayfalar ve Profillerde Anketler Nasıl Oluşturulur?

Facebook sayfalarında etkileşim yaratmanın bir yolu da anketler oluşturmak. Her ne kadar yaratıcı içeriklerin kullanıcıları daha fazla yorum yapmaya ve beğeniye sürüklediği bilinse de eğer Facebook üzerinden kısa süreli bir geri dönüş almak için hayranlarınızın fikirlerine başvurmak istiyorsanız anketler çoğu zaman kurtarıcınız olabiliyor.
Facebook anketleri ile çoktan seçmeli şıklarla hayranlarınıza fikirlerini, tercihlerini sorabilir ve böylelikle onların nabzını ölçebilirsiniz. Ayrıca Facebook anketleri kullanıcıların tikleyerek fikirlerini belirtmesine izin verdiği için uzun uzadıya yorum yazmayı sevmeyen kullanıcıları da böylelikle sayfanızla etkileşimde bulunmaya itebilir.
Facebook üzerinden anket oluşturmak ise birkaç adımda tamamlanabilen bir süreç. Aşağıdaki adımları izleyerek sayfanızda kendi kişiselleştirdiğiniz anketinizi yaratabilirsiniz.
Facebook anketleri nasıl oluşturulur?
1. Her ne kadar Facebook üzerinde birçok üçüncü parti anket uygulaması varsa da Facebook’un Opinion Polls uygulamasını kullanmanız daha güvenilir olacaktır. Facebook’un Opinion Polls uygulamasına buradan ulaşabilirsiniz.
2. Uygulamaya gittikten sonra hangi sayfanızda ya da profilinizde anket oluşturacağınızı seçin.
3. Çıkan sayfada soracağınız soruyu, cevap seçeneklerini ve buton yazısını belirleyin.
4. Cevapların yanında görsellerin yer almasını istiyorsanız  <img src=”http://example.com/image.jpg” /> kodunu ekleyerek anketinize görseller ekleyebilirsiniz.
5. Aynı şekilde eğer ankete video eklemek isterseniz YouTube embed kodunu bu bölüme kopyalayabilirsiniz.
6. Daha sonra aşağıdaki seçeneklerden anketinizle ilgili diğer detayları belirleyebilirsiniz. Örneğin cevaplayanların profil fotoğrafları herkese görünür olsun, anket bittikten sonra sonuçları gizle gibi…
anket-secenek-Facebook
7. Artık “Post” (Yayınla) seçeneğine tıklayarak anketinizi sayfanızda yayınlayabilirsiniz.
* Kısa bir süre önce Facebook sayfalarının içinden direkt olarak durum güncelleme kutusundan da “Question” seçeneği seçilerek anketlerin oluşturulabildiğini ancak Facebook’un bu özelliği kaldırdığını son olarak ekleyelim.

Anahtar Kelime Araştırması İle Trafik Çekmenin Yolları

Pazarlama ve yazarlık liderlerinden hangisine sorarsanız sorun ya da anahtar kelime araştırma kılavuzlarından hangisini okursanız okuyun (HubspotCopybloggerMoz vs.) size aynı şeyi söyleyecektir;  ”Anahtar kelime araştırmanızı doğru yapmalısınız!”
Peki anahtar kelime araştırması neyi etkiler?
SEO, SEM, sosyal medya etkinliği, müşteri keşfi, markalama, doğru kişide karar kılma…
Ama neden? Çünkü dil kimlikle bağlantılıdır. Müşterilerinizin hangi dilden konuştuğunu bilmeniz gereklidir. Eğer aynı dilden konuşmuyorsanız, daha da fazla kişiye ulaşamaz ve elinizdekilere karşı da yabancılaşırsınız.
Dil, ideal kullanıcılarınız, onların nerede oldukları, onları nasıl bulabileceğiniz ve etkileyebileceğiniz hakkında bir data oluşturabilmeniz için en uygun araçtır. Kullandığınız dil web sitenizin metinlerini, e-mail alışverişini, tweetleri, blog gönderilerini, basın bildirilerini ve müşteri destek mesajlarını etkiler.
İnsanlar kullandıkları araçlar ile tanımlanır. The Next Web‘de yer alan habeden iPhone, Android ve Blackberry kullanıcıları hakkında bazı şaşırtıcı anket sonuçları:
  • iPhone kullanıcıları oldukça kibirlidir ve çok fazla seyahat eder
  • Android kullanıcıları iyi birer aşçıdır, saatlerce çalışır ve çok fazla içer
  • Blackberry kullanıcıları daha zengindir ve çoğunlukla dışarıda yemek yerler
Bu şirketlerin kendilerine ait bir dilleri vardır. Kendilerine ait anahtar kelimeleri vardır. Bu da onların, ürünleri arasından en değerlilerini kimin açığa çıkaracağını hedeflemelerine izin verir.
Anahtar kelime araştırmanız ile varsayımlarınızı doğrulayın
Şimdi herkes tarafından iyi bilinen birkaç unsurla başlayalım. Tek bir kelime için sıralama yapamazsınız. Örneğin, online şarap satıyorsanız, yalnızca “wine” kelimesi üzerinden sıralama yapamazsınız. En az 2 kelimeden oluşan bir cümle kullanmalısınız.
Eğer yeni başlayan biriyseniz anahtar kelime hedeflemenizde spesifik ve yaratıcı olmalısınız.
Sizin için bu yöntemleri adım adım listeledik:
1. Varsayımlar ile başlayın
Çekirdek konular hakkında gramer varyasyonların mümkün olduğunca çok listesini oluşturun. (Ör: siyah özel takım elbise, kiralık özel süit, özel takım elbise vs.)
caps1
2. Google Araştırması
Sayfanın en aşağısına inin ve önerilen cümlelerin neler olduğunu kontrol edin, en muhtemel olanları listeleyin.
Google’ın güvenilirliği hakkında bir şüphe duyuyorsanız alternatif arama motorlarını deneyin. İlk arama seçeneğini seçin, “özel takım elbise” yazın ve ara tuşuna basın. Oradan da anahtar kelime fikirleri sekmesini seçin.
caps2
3. Google anahtar kelime planlayıcıyı kullanın
Google anahtar kelime planlayıcı organik aramalardan çok Google Adwords için yapılmıştır. Yine de genel arama terimlerinin popülerliğini göstermek için en çok kullanılan arama araçlarından biridir.
Google Adwords’den araçlara ve oradan da anahtar sözcük planlayıcıya tıklayın.
caps3
4. Moz anahtar kelime zorluk aracını kullanın
Eğer kaydolmak konusunda emin değilseniz 30 günlük deneme sürümünü deneyin.
İl sütun anahtar kelime zorluk sıralamasını gösterir. %50 zorluk derecesi olabilecek kelimeleri hedefleyin. Bunun da ötesinde bu anahtar kelime için bir sıralama tahmin edebilmek oldukça zordur.
caps4
5. Datayı dışarıya aktarın.
6. Google’ın düşük rekabet kriterlerine uygun anahtar kelimelerde çapraz karşılaştırma yapın
Aylık yüksek aramaları ve düşük Moz zorluk kelimelerini seçin.
7. Anahtar kelimelerin kısa bir listesini oluşturun
8.Wikipedia’yı ziyaret edin
Her bir anahtar kelimeyi arayın ve anahtar kelimeye en yakın Wikipedia URL’sini işaretleyin. Peki neden? Çünkü Google aramalarında Wikipedia sonuçları en üst sıralarda çıkar. Böylece siz de Wikipedia sayfalarının nasıl sıralandığını görüyor olacaksınız.
caps5
9. Google anahtar kelime planlayıcısı ile Wikipedia sayfalarının URL’sini çalıştırın ve sıralamasını görün.
caps6
10. Bu anahtar kelimeleri Moz’da test edin ve son listenizi oluşturun
Anahtar kelimeleri Moz üzerinde çalıştırın ve zorluk sıralamasını görün, tıpkı adım 4’te olduğu gibi. %50’den daha düşük zorlukta olanları seçin.

Sosyal Medya Pazarlaması’nda Bir Görseli Paylaşılabilir Kılan Şeyler

İletişim kurma konusunda görsellerin ne kadar güçlü bir araç olduğu yadsınamaz bir gerçek. Rakamsal psikoloji çalışmaları gösteriyor ki beyinlerimiz yalnızca görselleri metinlerden daha önce algılamıyor, bize duygusal anlamda bir şeyler veren görselleri daha hızlı fark ediyor.
Reklamcılar ve pazarlamacılar görselleri basılı ilanlarında yıllardır kullanıyor ve her seferinde görsellerin kullanımındaki gücün farkına daha çok varıyor. Geçmiş birkaç yıl içinde imaj bazlı görsel medya gözle görülür bir şekilde popülerliğini artırmaya başladı. Özellikle Instagram ve Pinterest en hızla büyüyen 2 ana sosyal medya platformu haline geldi. Sosyal medya pazarlamasında kullanılan görseller tam anlamıyla geleceğe giden bir yol. İşte size görsellerin neden önemli olduğu ve sosyal medya kampanyalarınızda neden kullanması gerektiğiyle ilgili 2 ana temel:
Görseller pazarlama için neden bu kadar önemlidir?
Yukarıda da bahsettiğimiz gibi, rakamsal çalışmalar bize zihnimizin resimleri sevdiğini ve onların metinsel bazlı yazılarda daha okunabilir olduğunu gösteriyor. Billion Dollar Graphic’e göre, psikologlar insanların görselleri metinlere oranlar %60 daha hızlı kavradığını belirtiyor. Görseller aynı zamanda bizim bir şeyleri nasıl öğrendiğimiz üzerinde de önemli bir rol oynar. Örneğin, ders çalışma esnasında ara verdiğinizde renkli bir dergi inceleyerek zihninizi harika bir biçimde deşarj edebilirsiniz.
Demek istediğimiz görseller sadece fotoğraflar anlamına gelmiyor. İnfografikler ve videolar da etki yaratma ve dikkat çekme anlamında oldukça etkili oluyor. YouTube günde 4 milyon kez ziyaret ediliyor. Tüm bunlar eğer internet pazarlama kampanyanız için görsel ya da video kullanmıyorsanız, etki yaratmak için yeterince efor sarf etmiyorsunuz demektir.
social media
Bir görseli paylaşılabilir kılan nedir?
Görseller, çevrimiçi metinlere oranla çok daha fazla paylaşılıyor, fakat bazı spesifik tipte görseller diğerlerine oranla çok daha fazla paylaşılıyor. İşte insanların sayfalarında görsel paylaşmalarının birtakım sebepleri:
Özlü Sözler ve Hikayeler: Birtakım özlü sözler çoğunlukla insanlarla birlikte yankılanır ve “Bence de!” şeklinde tepkilere sebep olur ve bu da o özlü sözü başkalarıyla paylaşmalarıyla sonuçlanır. Örneğin Disney, Facebook hesabında filmlerinden belli kesitleri replikleriyle birlikte paylaşıyor. Bu gönderiler de yüzlerce -belki de binlerce- beğeni ve paylaşımla sonuçlanır. Evet Disney belki büyük bir şirket fakat benzer uygulama küçük işletmeler için de uygulanabilir.
Bir görseli paylaşılabilir kılan nedir?
Görseller, çevrimiçi metinlere oranla çok daha fazla paylaşılıyor, fakat bazı spesifik tipte görseller diğerlerine oranla çok daha fazla paylaşılıyor. İşte insanların sayfalarında görsel paylaşmalarının birtakım sebepleri:
Özlü Sözler ve Hikayeler: Birtakım özlü sözler çoğunlukla insanlarla birlikte yankılanır ve “Bence de!” şeklinde tepkilere sebep olur ve bu da o özlü sözü başkalarıyla paylaşmalarıyla sonuçlanır. Örneğin Disney, Facebook hesabında filmlerinden belli kesitleri replikleriyle birlikte paylaşıyor. Bu gönderiler de yüzlerce -belki de binlerce- beğeni ve paylaşımla sonuçlanır. Evet Disney belki büyük bir şirket fakat benzer uygulama küçük işletmeler için de uygulanabilir.
Espri: İşiniz ne kadar ciddi olursa olsun, kim akıllıca bir şakadan hoşlanmaz ki… Yaptığınız paylaşımlarda esprili bir yola başvurursanız ki bunun aynı zamanda yaratıcı olması gerektiğini de aklınızdan çıkarmamalısınız, bu tür paylaşımlarınız size güzel geri bildirim sağlayacaktır.
Haberler: Eğer bir işle ya da güncel bir etkinlikle ilgili yapacağınız paylaşımlar görsel içeriyorsa, kullanıcılar bunu çoğunlukla paylaşmak isteyecektir. Tıpkı Instagram’ın “güncel haber kaynağı” sayfasında yaptığı gibi. Doğal felaketleri ve diğer çığır açan haberleri Instagram hesabı üzerinden paylaşarak insanların bu tür gelişmeleri sosyal medya üzerinden çok hızlı bir biçimde duymasını sağlıyor.
“Ayna Etkili” Görseller: İnsanlar çoğunlukla kendininkilere benzer görselleri paylaşma eğilimindedir. Burada bahsettiğim şey örneğin bir kişi bir görselin dizaynını kapak fotoğrafı yapabilecek kadar beğendiyse benzer görseli bir gönderinde paylaştığında o görseli de beğenecektir.
Ayrıca örneğin Facebook’ta bir link paylaşacağınız zaman bir görselle birlikte paylaştığınızda çok daha fazla kişiyi etkiliyor olacaksınız.

Şirket Sayfaları İçin Yaratıcı LinkedIn Stratejileri

LinkedIn, şirketler için ürün ve hizmetlerini tanıtmak, marka bilinirliliklerini artırmak için kullanabileceği en elverişli platformlardan biri. Hedef kitlelerine ulaşmak, potansiyel iş ortaklarını bulmak için her gün onlarca şirket LinkedIn’e katılarak şirket hesabı açıyor.
Ancak her sosyal ağın olduğu gibi LinkedIn’in de kendine has dinamikleri var. Dolayısıyla burada diğer şirketler arasından sıyrılmak için LinkedIn’in de özüne uyumlu bazı yaratıcı stratejiler belirlemeniz ve uygulamanız gerekiyor. Böylelikle daha fazla kişiyi etki alanınıza çekebilir ve sosyal medya pazarlama faaliyetlerinizi başarıya ulaştırabilirsiniz.
Bu sebeple LinkedIn üzerinden şirketinizi/markanızı tanıtmak, etkileşim yaratmak ve yeni müşteriler kazanmak için uygulayabileceğiniz bazı stratejileri aşağıda derledik.
Kampanyalar oluşturun
LinkedIn üzerinde bir kampanya oluşturmak için durum güncellemelerini kullanabilirsiniz. LinkedIn kampanyaları etkileşiminizi artırmanın yanı sıra hakkınızdaki konuşmaları ve şirketin görünürlülüğünü artırma gibi faydalara sahip. Diğer bir deyişle kampanyalarınızı durum güncellemeleriyle duyurduğunuzda bunu paylaşan ve beğenen takipçileriniz sayesinde kampanyanızın daha fazla kişiye ulaşma şansını artırabilirsiniz.
linkedin
Potansiyel müşterilerinizi çekecek promosyonlara yönelin
Sosyal medya pazarlamasının ilk ve ana hedeflerinden biri potansiyel müşterilere ulaşarak onları sadık müşteriler haline getirmek. Bu amacınızı LinkedIn’de de uygulamamanız için hiçbir sebep yok. Bunun için izleyebileceğiniz yöntemlerden biri pazarlama fırsatları sunmak. Diğer bir deyişle şirket sayfanız üzerinden takipçilerinize ücretsiz e-kitaplar, demolar, araştırma raporları sunabilirsiniz. Böylelikle son kullanıcıya faydalı bir iş yapmanın yanı sıra onları sayfanıza müdavim haline getirebilirsiniz.
linkedin-promosyon
Diğer sosyal medya hesaplarınızla çapraz pazarlama yapın
Diyelim ki sosyal medya pazarlaması faaliyetlerinizi Facebook ve Twitter üzerinde yoğunlaştırdınız ve hedef kitlenize uygun reklam ve kampanya duyurularınızı aktif olarak bu kanallardan yapıyorsunuz. LinkedIn bu aşamada neden bu sürece dahil olmasın?
LinkedIn üzerinden banner’larla Facebook ve Twitter hesaplarınızı duyurabileceğiniz gibi yine şirket sayfanızdan bu platformlar için oluşturduğunuz kampanyalarınızı duyurup LinkedIn takipçilerinizi bu hesaplarınızla etkileşime girmeye davet edebilirsiniz. Sonuç: Tüm sosyal medya ağlarınızdan ortak bir havuza akan etkileşim yığınları.
linkedin-sosyalmedya
Yaratıcı etkileşim stratejilerinizi devreye sokun
Sayfanızı takip eden kullanıcıların dikkatini çekin. Örneğin; sayfanızın başındaki banner’a sadece logonuzu koymakla yetinmeyin. İlk bakışta farkedilen, dikkat çekici ve markanızla özdeşleştirilebilecek görselleri buraya yerleştirerek takipçilerinizin görsel duyularına ilk olarak hitap edin.
Kullanıcıları sayfanıza çektikten sonra içeriklerinizle onları besleyin. Sorular sorun, özel yarışmalar yapın, ödüllü kampanyalar yayınlayın. Diğer bir deyişle kullanıcıları durum güncellemelerinize cevap vermeye iterek etkileşiminizi artırın. Ayrıca unutmayın; burada hitap ettiğiniz kitle daha profesyonel bir kitle. Dolayısıyla “cheesy” sorular ve içerikler yerine onların kariyerlerinin odağına hizmet eden içeriklerle onları 12′den vurun.
linkedin-etkilesim

Sosyal Medyayı Kullanarak Blogunuzu Geliştirmenin Yolları

Blogunuzu geliştirmek, daha fazla kişiye duyurmak ve tanıtmak, içeriklerinizi okutmak ve blog trafiğinizi artırmak için izleyebileceğiniz birçok yöntem var.
SEO dostu bir strateji ile arama motorlarında üst sıralara yerleşmek ve buradan yeni ziyaretçilere erişmenin yanı sıra insanların gündemi, haberleri, her türlü içeriği takip etmek için her geçen gün daha fazla kullanmaya başladığı sosyal medya kanalları bu yöntemlerin başında geliyor.
Sosyal medya gibi bir gücü arkanıza alırsanız ve blogunuzu duyurmak, geliştirmek için sosyal ağlardan doğru ve etkin bir şekilde faydalanırsanız blogunuzun başarısını ölçümlemeniz de daha kolay olacaktır.
Her blogun sosyal ağlarda var olması artık bir zorunlulukken bunu bir adım ileriye götürüp doğru stratejilerle blog içeriklerinizi bu kanallardan yaymanız gerekiyor. Bunun da bazı küçük tüyoları var. İşte bunlardan en öne çıkanları…
blogger
İçeriklerinizi yayınlar yayınlamaz sosyal medyada paylaşın
Blogunuzu her gün güncellemeniz ve bir zaman çizelgesi belirlemeniz sadık ziyaretçilerinizi dolayısıyla blog trafiğinizi artırmada önemli bir etkiye sahipken blog içeriklerinizi eş zamanlı olarak sosyal ağlardan paylaşmanız bu trafiği daha da artırmanıza yardımcı olacaktır. Bu yüzden içeriğinizi oluşturup yayınladıktan hemen sonra, etkisi geçmeden, içerik bayatlamadan blogunuzun sosyal medya hesaplarından paylaşın ve blogunuza  gerçek zamanlı trafik çekin.
Blogunuza sosyal paylaşım butonları ekleyin
Okuyucuların içeriklerinizi paylaşmasını istiyor ve böylelikle normalde blogunuzu ziyaret etmeyen kişilere de ulaşmak istiyorsanız mutlaka blogunuza sosyal paylaşım butonları ekleyin. Böylelikle sizin sosyal ağlardaki paylaşımlarını retweet eden, Facebook’ta “share” eden kişilerin yanı sıra direkt olarak blogunuz üzerinden de paylaşımları artırabilirsiniz.
Aynı içeriği birden fazla kere paylaşın
İçeriklerinizi yayınlar yayınlamaz paylaşın demiştik. Şimdi bunu bir adım ileri götürüp öne çıkan blog içeriklerinizi yeniden paylaşma aşaması. Örneğin sabah erken saatte paylaştığınız bir içeriği öğleden sonra yeniden paylaşabilir; böylelikle kaçırdığınız kullanıcıları ikinci paylaşımınızla yakalayabilirsiniz. Ancak bunun ayarını iyi dengelemeye ve aşırıya kaçarak takipçilerinizi de bıktırmamaya ayrıca dikkat etmeniz gerekiyor.
Sosyal medya üzerinden etkileşim yaratmayı hedefleyin
Paylaştığınız içeriklerin retweet edilmesi, paylaşılmasının yanı sıra kullanıcılar tarafından yorumlanmasına da yer bırakın. Diğer bir deyişle Facebook iletileriniz sadece beğeni ve paylaşım almasın; yorumlar da altında biriksin ya da Twitter’da mention’lar havada uçuşsun. Bunun yolu da doğru cümlelerle içeriğinizi sosyal ağlarda tanıtmaktan geçiyor. Birebir başlığı kopyalamak da bir seçenekken eğer takipçilerinizin içeriklerinizle ilgili direkt etkileşime girmesini istiyorsanız paylaşımlarınızda sorular yöneltebilir, içeriğin farklı bir yönünü öne çıkararak dikkat çekebilirsiniz.
Her sosyal ağa özgü paylaşım biçimleri belirleyin
Bilindiği gibi her sosyal ağın kendine özgü dinamikleri ve değerleri var. Dolayısıyla paylaşımlar bu sosyal ağların karakteristik özellikleriyle doğru orantılı ve uyumlu olmalı. Bu durum markalarda olduğu gibi web yayıncılarının paylaşımları için de geçerli. Bunun için her sosyal ağda içeriğinizi aynı şekilde paylaşmayın. Cümlelerle oynayın, o sosyal ağ kullanıcı profiline uygun, etkileşim yaratabilecek taktikler uygulayın. Farklı görseller kullanarak bile fark yaratabilirsiniz.

Sosyal Medya Stratejinizi İçerik Pazarlamasıyla Birleştirmeniz İçin 5 İyi Neden

Sosyal medya pazarlaması sadece sosyal ağlar üzerinden ürün tanıtmak, kampanya duyurmaktan ibaret değil. Markalar sosyal paylaşımlarını hedef kitlelerinin ilgisini çekebilecek içeriklerle doldurmadıktan sonra bu paylaşımlarıyla yeterince etkileşim alamıyor ve dolayısıyla sosyal medya pazarlamalarında başarıya ulaşamıyorlar.
Diğer bir deyişle eğer markanızın bilinirliliğini artırmak, ürün ve hizmetlerinizi satmak, yeni müşteriler kazanmak gibi sebeplerle sosyal medya kanallarında bir pazarlama stratejisi yürütüyorsanız bunu içerik pazarlamasıyla birleştirmeniz gerekiyor.
Bu sebeple içeriğin neden sosyal medya pazarlamasında hala kral olduğunu ve sosyal pazarlama çabalarının neden kaliteli içerik çevresinde toplanması gerektiğini beş maddede derledik.
1. İçerik insanların sizi sevmesini sağlar
Takipçilerinizin, hayranlarınızın ilgisini çekebilecek, onların empati ve sempati duyabileceği içerikler paylaşmak sizi sevmelerini sağlar; yani içeriklerinizi beğenmesini… Diğer bir deyişle ürün, yeni kampanya, promosyonlarınızı ilgi çekici ve/ya gündemdeki bir durum çerçevesinde sunduğunuz takdirde bu normal bir metinden ya da klişe bir kampanya taslağından daha fazla beğeni alacağını söylemek zor değil. Beğeniler, daha fazla beğeniyi hatta içeriğinizin viral olmasını sağlayabileceği için bu doğal olarak sosyal medya etkileşiminizi de tepeye taşıyacaktır.
2. İçerik insanların sizi bulabilmesini sağlar
Sosyal ağlar gittikçe kalabalıklaşan platformlar. Bu da insanlarla etkileşime girmeden önce bulunulabilir olmanın önemini ortaya koyuyor. Yani sosyal medyada ilk başta bulunabilir olmak, sonra insanların sizi takip etmesini sağlamak sonra da kaliteli içeriklerle onları kendinize bağlamak ve etkileşim yaratmak geliyor.
İşte bu devrede yine işin içine içerik giriyor. İçerik sizi bulunabilir yapar; çünkü insanların ilk başta arattığı şey içeriktir. Sosyal medyanın dışına çıkarsak arama motorlarında üst sıralarda çıkmanızı içerik sağlar. Sosyal medyada ise içerik sizin kim olduğunuzu tanımlar ve böylelikle sosyal medyada da içerik sayesinde bulunabilir olursunuz.
3. İçerik insanların size güvenmesini sağlar
Tüketicilerin reklamlara güvenmediği ve aldatıcı bulduğu gerçeği geleneksel reklamcılıkta olduğu gibi yeni nesil dijital reklamcılık da geçerli. Ancak insanların size inanmasını içerik pazarlamasıyla sağlamanız daha kolay. Çünkü içerik pazarlaması insanlara “Beni al, beni al” diye bağırmak demek değil; insanlarla konuşmak ve diyalog kurmak demek. Eğer hedef kitleniz içeriğinize inanırsa, markanıza da inanır ve bu da sosyal medya stratejinizi başarıya ulaştırır.
4. İçerik insanların sizi dinlemesini sağlar
Sosyal medyada hashtag’ler ve anahtar kelime aramalarıyla içerik bulmaya çok müsait olduğundan insanlar kendilerini ilgilendiren hikayeleri sizin içeriklerinizde bulabilirler. Eğer ilgilendikleri hikaye sizin içeriğinizde gizliyse markanızla etkileşime girerler ve markanız hakkında olumlu bir fikir edinirler. Sizi hatırlarlar, her yeni paylaşımınızı gözü, kulağı açık şekilde takip ederler. Markanızdan alışveriş yaptıklarında ise kararlarının bağlamını içeriğiniz belirlemiş olur.
5. İçerik insanların alışveriş yapmasını sağlar 
İçerik pazarlaması etrafında bir sosyal medya stratejisi oluşturmak içeriğinizin ağızdan ağza dolaşmasını sağlamanın ilk adımı. Bunun ikinci aşamasında ise daha fazla insanın markanızın sosyal varlığını farketmesi yatıyor. Ne kadar çok kişiye ulaşırsanız markanız hakkında kullanıcı tarafından oluşturulmuş içerikler de o kadar artar ve sosyal medya itibarınız ve erişiminiz yükselir. Diğer bir deyişle hayranlarınızı sizin hakkında kendileri oluşturduğu içerikleri paylaşmaya itmek sosyal medyadaki içerik pazarlamasının en etkili yöntemlerinden biri. Eğer insanların sizin hakkınızda konuşmasını sağlarsanız onları müşterilerinize dönüştürme yolunda büyük bir adım atmış olursunuz. Sonuç olarak Markanız hakkında konuşan, onunla bir bağ kuran ve onla ilgili içerikleri paylaşmakta bir sakınca görmeyen kullanıcılar eninde sonunda markanızla bir bağ oluşturacak ve bu da onları ürünlerinizi almaya itecektir.