Sosyal ağlar için daha fazla paylaşım özellikleri


Sayıları giderek artan sosyal medya platformlarının her birinin kendi özgü bir tarzı var. O yüzden sosyal medya içeriklerinizin her biri tüm platformlar için uygun olmayabilir. Bu da farklı sosyal platformlarda paylaştığınız içeriklerin, her platformda aynı ilgiyi görmemesinin nedeni olabilir. Örneğin oluşturduğunuz bir içerik blogunuzda çok fazla ilgi görmemişken, Facebook’ta yüzlerce beğeni alabilir.

Sosyal ağlar arasında her şeyden önce bazı teknik farklılıklar bulunuyor. Örneğin Facebook içerikleri; büyük görsellerin paylaşımına olanak sağlayan, bağlantı (link) paylaşabileceğiniz ve okuyucu yorumlarının bulunduğu bir sosyal ağ sitesi. Facebook’ta insanları içeren görseller daha sık paylaşılırken, Pinterest’te ise insan yüzü yer almayan görsellerin paylaşım oranları çok daha yüksek. Ayrıca Pinterest analizlerinde kırmızı ve turuncu renklerin ağırlıkta olduğu görsellerin daha çok paylaşıldığı belirtilirken Facebook paylaşımlarında böyle bir sınıflandırma söz konusu değil.

Peki farklı sosyal medya platformları için hazırladığınız içeriklerin daha fazla paylaşılması için nelere dikkat etmeli? İşte farklı kanallar için, farklı öneriler…

Blog içerikleri

  • Etkileyici başlık: İlginç bir başlık, sayfanın ilk görüntülendiği anda okuyucuyu yazının tamamını okumaya teşvik eder.  Anahtar kelime kullanımı ve başlığın 70 karakteri aşmaması da başlığın etkisini artırabilir.
  • İlk paragraf: Arama sonuçlarında üst sıralarda görüntülenebilmek için ilk paragraf çok önem taşır. Bunun için özellikle ilk  pargrafta anahtar kelime kullanımına dikkat etmek faydalı olacaktır.
  • Görsel: Konu ile ilgili ve etkileyici görsel kullanımı içeriğin paylaşım oranını artırmanın en iyi yollardan biri.
  • Kelime sayısı: Blog içeriklerini mümkün olduğunca kısa tutmak paylaşımlarınızın kolay okunmasını sağlar.
  • Call to action: İçeriğin son parafında “call to action” kullanmak okuyucuyu hedeflenen aksiyona yönlendirmek konusunda faydalı olabilir.
  • Sosyal medya paylaşımı: İçeriğin altında sosyal medya paylaşımını sağlayan eklentilerin kullanılması yazının kolaylıkla  paylaşılarak, daha çok görüntülenmesine fayda sağlar.

Facebook

  • Bilgilendirici başlık: Durum güncelleme alanında bilgilendirici bir cümleyle okuyucuların dikkatini çekebilirsiniz
  • Pozitif olmak: Kullandığınız yazı dilinin pozitif olması genellikle içeriğin paylaşılmasını kolaylaştırır.
  • Başlıkta bağlantı (link) kullanmak: Facebook paylaşımında bağlantı kullanmak kaç kişinin Facebook aracılığıyla web sitenize yönlendirildiğini ölçebilmeniz açısından önemlidir.
  • Görsel kullanmak: Uygun ölçülerde ve etkileyici görsel kullanmak içeriğin daha çok paylaşılmasını sağlayabilir.
  • Yorumların önemi: İçeriğinize yapılan yorumlarla potansiyel müşterilerinizle bağlantı kurabilirsiniz.

Pinterest

  • Görselin içeriği: İnsan yüzü olmayan görseller yüzde 23 oranında daha fazla paylaşılıyor. Görsel içeriğinizi bu orana dikkat ederek oluşturabilirsiniz.
  • Renklerin kullanımı: Genel olarak kırmızı, koyu yeşil ve pembe renklerin ağırlıklı olduğu görseller 3 kat daha fazla paylaşılıyor.
  • Arka plan kullanımı: Görselde arka planının yüzde 40’tan daha az alanı kaplaması, görselin paylaşılma oranını yüzde 50 oranında artırabilir.
  • Görsel yerleşimi: Dikey yönlü yerleşime sahip görsellerin yatay görsellerden daha çok paylaşıldığı belirtiliyor.

E-ticarette başarıya ulaşmak için çeşitli pazarlama kanallarından daha fazla kişiye ulaşbilmeniz gerekiyor. Sosyal medya platformlarında daha çok görüntülenmek ve daha fazla kişiye ulaşmak için her platformu ayrı ayrı değerlendirmekte fayda var.

Facebook’ta daha yüksek etkileşime ulaşmak

Facebook’taki bütün markalar, şirketler ve organizasyonlar gibi siz de sayfanızın daha çok kişi tarafından beğenilmesini istersiniz. Fakat çok sayıda sayfa beğenisi alıp, potansiyel müşterilerinizi takipçilerinize dönüştürdükten sonra da işiniz bitmiyor. E-ticaret sitenizin Facebook’ta dikkat ve ilgi çekmesi, bu ilginin satışa dönüşmesi için tek başına yeterli değil.

Facebook’taki ‘takipçilerinizin’ dikkat ve ilgilerinin sürekliliğini sağlayarak, bunu satışa dönüştürebilmeniz için; sayfanızda paylaştığınız gönderilerinizin de çok sayıda beğeni alması ve paylaşılması gerekiyor. Bu nedenle, sayfanızdaki gönderilerinizin nasıl daha fazla beğeni, yorum ve paylaşım alabileceği ile ilgili ‘güncel’ araştırmaların sonuçlarına bir göz atmak çok işinize yarayabilir…



1. Facebook gönderileri arasında en fazla ilgiyi ve dikkati fotoğraf çekiyor
Araştırmalara göre “tüm gönderi türleri” içerisindeki “ortalama etkileşim rakamları” kıyaslandığında; Facebook’taki markaların ‘fotoğraf içeren gönderileri’ en yüksek ortalamaya sahip. Yani Facebook’ta fotoğraf içeren paylaşımları, diğer tüm gönderi çeşitlerinden daha yüksek etkileşim sağlıyor gösteriyor.

2. Büyük markalara ait etkileşim ortalamaları
Araştırmalara göre büyük yani 1 Milyonun üzerinde takipçisi olan sayfaların etkileşim rakamlarının ortalamaları şöyle sıralanıyor:

  • Fotoğraflı gönderiler ortalama 2199,
  • Video paylaşımlı gönderiler ortalama 1.805,
  • Bağlantılar ortalama 777 ve
  • Yalnızca metin (durum güncellemeleri) içeren gönderiler ortalama 473 (beğeni, paylaşım ve yorum) alıyorlar.

3. Tüm gönderilerin, mesaj türlerine göre oranları
Markalar fotoğrafın etkisinin farkında oldukları için onlar da gönderilerinde görselleri ön plana çıkartıyorlar. İşte büyük markaların tüm gönderileri içerisindeki farklı içerik türlerinin dağılımı:

  • Fotoğraf: Yüzde 75
  • Bağlantı: Yüzde 10
  • Durum Güncellemesi: Yüzde 6
  • Albüm: Yüzde 4
  • Video: Yüzde 4
  • Diğer: Yüzde 1

Fotoğrafların daha fazla etkileşim sağlaması, bunun ötesinde de satışa dönüşme oranlarının da yüksek olması sadece aslında sadece Facebook’a özgü bir durum değil. Diğer sosyal ağ sitelerinde de benzer bir durum göze çarpıyor. Bu yüzden e-ticaret sitenizin tanıtımı için kaliteli içeriğin yanı sıra fotoğraflara da ağırlık vermeniz gerekiyor.

Satın Alma ve Sosyal Medyanın Etkisi

Büyük küçük bir çok şirket, ürünlerini pazarlamak veya hizmetlerini denetmek için yüzünü sosyal medyaya çevireli epey oluyor. Peki, sosyal medya gerçekten bu işlere yarıyor mu? Gallup’un araştırması bazı şirketleri hüsrana uğratacak cinsten.
Günümüzün en önemli sorularından biri: Sosyal medya tüketicilerin satın alma kararlarında ne kadar etkili? Cevap pek iyi değil. 18 bin ABD vatandaşı üzerinde yapılan araştırmada katılımcıların neredeyse üçte ikisi (%62), Facebook, Twitter veya başka bir sosyal medya kanalının hangi ürünü seçecekleri konusunda üzerilerinde hiçbir etkisi olmadığını söylüyorlar.
Katılımcıların yalnızca %5’ sosyal medyanın üzerilerinde “büyük etkisi” olduğunu, %30’u ise “biraz etkili” olduğunu söylüyor.
İşin doğrusu, sosyal medya genellikle yalnızca bir iletişim platformu olarak görülüyor. Katılımcıların neredeyse hepsi (%94) sosyal medyayı aileleri ve arkadaşları ile temasta kalmak için kullandıklarını söylüyorlar. Yalnızca %29’luk bir kesim ürün yorumları, ürünler hakkında bilgiler ve trendleri takip etmek için sosyal medyadan yararlandığını söylüyor.
Gallup, nesiller arasında bazı farklar bulmuş durumda. Sosyal medya kullanıcısı ne kadar yaşlıysa, sosyal medyanın satın alma kararlarına etkisi de o kadar azalıyor. Örneğin “Baby Boomers” denilen neslin dörtte üçü sosyal medyanın satın alma kararlarında hiçbir etkisi olmadığını söylerken, “Millenial” neslinde bu oran %48.
“Bu sosyal medya kanalları, muhtemel müşteriyi bir markayı denemek veya başkalarına tavsiye etmek konusunda motive etmiyorlar” deniliyor raporda. “Bu yüzden, eğer şirketler sosyal medya aracılığı ile yeni müşteriler kazanmak istiyorlarsa, yapabilecekleri en iyi şey hali hazırdaki müşterilerine ilham olmak ve markalarını tanıdıklarına tavsiye etmelerini sağlamak”.
Gallup’un kendisi de aslında bu araştırmada görünenden daha fazlasının perde arkasında etkili olabileceğinin farkında ve bu konuda uyarıyor. Sosyal medya kampanyaları, tüketiciyi bilinçli olarak bir ürün veya hizmete yöneltmiyor olabilir. Fakat sosyal medyada karşılaştığı kampanyalar ile tüketicinin bilinçaltı onu ürüne yönlendiriyor olabilir. Bu konuda daha çok araştırma yapılması gerekiyor.

İçerik pazarlaması yapan markalar için YouTube etkileşimini artırma yolları


İçerik pazarlaması yapan markalar için YouTube etkileşimini artırma yolları [İnfografik]
YouTube, Google'dan sonra dünyanın en büyük ikinci arama motoru. Her ay 800 milyondan fazla ziyaretçisi olan YouTube'un markaların ağzını sulandırması bu açıdan şaşırtıcı değil. Peki, YouTube'da içerik pazarlaması yapıyorsanız ya da yapmayı düşünüyorsanız etkileşiminizi artırmak ve videolarınızın daha fazla kişiye ulaşması için nelere dikkat etmelisiniz?
Her ne kadar Türkiye’de, dünya genelinde olduğu kadar bir dijital pazarlama platformu olarak görülmeyen YouTube, markalar için büyük potansiyele sahip. Marka mesajınızı iletmek, hedef kitlenize ulaşmak ve viral içerikler oluşturmak için YouTube, gözünüzü kestirmeniz gereken ilk sosyal platformlardan biri.
Özellikle içerik pazarlaması için artık olmazsa olmaz platformlardan birine dönüşen YouTube, doğru bir araç olarak kullanıldığında markalara büyük faydalar sağlayabilir. Quicksprout’un YouTube etkileşiminizi %374 oranında artırmanızı sağlayacak önemli veriler ve tüyolar verdiği infografik bu açıdan YouTube pazarlama stratejinizi belirlemenize yardımcı olabilir.
İnfografikte thumbnail olan videolara kadınların %154 oranla daha fazla tıkladığı, erkeklerde ise bu oranın %64 olduğu belirtilirken YouTube videolarının embed edildiği e-postalardaki call to actionların videoların izlenmesine %96 katkı sağladığı söyleniyor.
1 dakikadan uzun videolarda etkileşimin %40′tan fazla olduğu belirtilirken ünlülerden ziyade gerçek insanların yer aldığı videolarda Facebook sayfa ziyaretleri %12 artıyor.
Tüm bu veriler göz önüne alındığında ise videonuzun aramalarda bulunması için meta verilerin doğru ve tam doldurulması önem kazanıyor. İyi bir başlık, stratejik olarak seçilmiş etiketler ve iyi bir video özeti videonuzun daha fazla kişiye ulaşmasında başı çekerken çekici thumbnail’ler videolarınızın tıklanma şansını büyük ölçüde artırıyor.
Video içi call to action’lar, izleyicileri çekerken basit bir “buraya tıklayın” bandıyla web site trafiklerinizi artırmanız, kanal abonesi kazanmanız oldukça kolaylaşıyor. Buna ek olarak video yayınlama, video uzunlukları, video kalitesi konusunda tutarlı olmanız sadık takipçilerinizi artırma potansiyeline sahip.
Video yayınlama zamanlamaları her sosyal ağda içerik girme zamanları gibi büyük öneme sahip. Burada gündemi takip ederek sıcak zamanlarda yayınladığınız videoların viral olma olasılığı çok büyük. Video uzunlukları da aynı şekilde YouTube’da büyük öneme sahip. Her ne kadar izleyiciler çok uzun videoların tamamını izlerken sıkılsa ve kısa video içerikler daha değerli olsa da örneğin eğitici videolarda 5 dakika uzunluğundaki içerikler 30 saniyeliklerden daha fazla etkileşim getiriyor.
Diğer ipuçları ve tavsiyeler için aşağıdaki infografiği detaylı olarak inceleyebilirsiniz.
how-to-increase-youtube-engagement

Google’dan daha fazla organik trafik elde etmenin 5 basit yolu

Ülkemizde arama motorları arasında en yaygın olarak kullanı Google ve Google’dan gelen organik trafiğin değeri çok büyük. Herşeyden önce ücretli trafiğe göre doğal olarak çok daha ucuza mal oluyor. Üstelik doğruları yaparak elde ettiğiniz organik trafiğin devamı da geliyor, yani bir kez sitenize kaliteli organik trafik gelmesini sağladığınızda büyük bir hata yapmadığınız veya Google algoritmasında büyük bir değişime gitmediği sürece trafiğinizde de devam edecek demektir.

Google’dan gelecek organik trafiği arama motoru optimizasyonu yani SEO konusunda yapılan çalışmalarla geliştirmek mümkün. IdeaSoft hali hazırda e-ticaret sitenize son derece gelişmiş SEO özellikleri sunuyor.

Ama hiç bir teknik bilgi gerektirmeden bundan daha fazlasını elde etmek de mümkün. İşte sizin için seçtiğimiz 5 basit ama etkili yöntem…

1. Google+’ta yer alın
Google’ın sosyal ağ Google+ doğal olarak dünyanın en büyük arama motoru için önemli bir veri kaynağı. Siteniz için Facebook ve Twitter üzerinden tanıtım yaparken, sitenizdeki ürün sayfalarının bağlantılarını Google+’ta paylaşmak SEO anlamında gücünüze güç katacak.

2. Daima yenilenen içerik
Google her zaman yeni içeriğe büyük önem veriyor. Eğer e-ticaret sitenize en son bir ay önce girdiyseniz Google’da sitenizin yavaş yavaş alt sıralara düşmeye başladığını görebilirsiniz. Fakat sitenizi düzenli olarak güncelliyor, yeni ürünler ekliyor veya blog’unuzu ihmal etmiyorsanız Google’da sitenizden daha fazla sayfa daha üst sıralarda yer almayı sürdürecektir.

3. Detaylı yazılar
Google sitenizde yayınlanan metinlerin uzunluklarına da dikkat ediyor. Sadece yeni içerik oluşturmak için çok kısa makalelere yer veriyorsanız, Google bundan çok fazla etkilenmeyecektir. Bunun yerine sitenizde daha detaylı ve derinlemesine yazılar yayınlamalısınız. Detaylı ürün tanıtımları bu anlamda hem Google’ı, hem de müşterilerinizi memnun edecektir.

4. Müşteri memnuniyetini artırın
Google sadece bir arama motoru olduğu için müşterilerinizin sitenizden ne derece memnun olduğunu ölçmesinin mümkün olmadığını düşünebilirsiniz. Fakat Google bunun da bir kolayını bulmuş durumda. Google üzerinde gerçekleştirilen bir aramadan sonra sitenizi ziyaret eden potansiyel müşterinizin kısa süre içerisinde aynı konuda yeni bir arama yapmasını Google, ziyaretinin sitenizden memnun kalmadığı şeklinde yorumluyor. Eğer Google üzerinden gelen ziyaretçileri sitenizde daha uzun süre tutabilirseniz Google da müşterilerinizin sitenizden memnun olduğuna karar vererek, arama sonuçlarında sitenizi daha üst sırada yer verecektir. Bunun için yine detaylı içerikler ve zengin ürün çeşitleri çok işinize yarayabilir.

Markalar İcin Twitter’da Hashtag Kullanımı ve Ipuçları

Twitter Hashtag KulanımıSosyal mecraların günümüzün en popüler platformları haline gelmesiyle beraber Hashtag (#) kavramı da günlük hayatımızın kaçınılmaz bir parçası haline geldi. Kimileri tarafından kullanımı anlamsız bulunsa da Hashtag’ler birçok firma tarafından çeşitli amaçlarla kullanılıyor.
Başta Twitter olmak üzere, Instagram, Pinterest ve son günlerin yeni gözdesi Vine‘da oldukça sık kullanılan Hashtag’lerin çeşitli kullanım alanları bulunuyor. Hatta Facebook‘un da yakında Hashtag kullanımına geçeceğiyle ilgili haberler sosyal mecralarda konuşuluyor. Peki markalar ve e-ticaret şirketleri Hashtag’leri nasıl kullanabilirler?
Farklı içerikler için farklı Hashtag’ler kullanabilir, kategorilendirme yapabilirsiniz

Markanız ve ürünleriniz hakkında farklı Hashtag’ler kullanabilirsiniz. Her ürünün farklı bir Hashtag’le kullanılması, ilgili ürünün sosyal ağlarda nasıl tepki aldığını ve o Hashtag’le ilgili ne kadar konuşulduğunun takibini kolaylaştırır. Farklı Hashtag’ler kullandığınızdan dolayı da bir kategori sistemi oluşturup, takipçilere ilgi alanlarına göre Hashtag’ler sunabilirsiniz.
Hashtag’ler ile kampanya ve yarışma düzenleyebilirsiniz

Markalar sosyal mecralar üzerinde takipçilerine Hashtag’ler ile farklı yarışma ve kampanyalar sunuyorlar. Bu yarışma ve kampanyaları takip etmek ve katılımcıların paylaştıklarını rahat bir şekilde listeleyebilmek için Hashtag’ler oldukça kolaylık sağlıyor.
Etkinlik ve toplantılar sırasında Hashtag’leri kullanabilirsiniz

Markalar çeşitli etkinlikler düzenleyerek hem eğitim hem de network sağlamak için sektör içindeki kişileri bir araya getiriyor. Etkinliğe katılamayan ve sosyal mecralardan etkinliği takip etmek isteyenler için etkinliğin adına açılan bir Hashtag’i kullanmak oldukça iyi bir çözüm. Etkinlikten önce çıkanları, konuşmaları veya önemli noktaları etkinliğin Hashtag’iyle paylaştığınızda sosyal mecralarda bu Hashtag’i takip edenler etkinliği online olarak takip edebilirler.
Markanızın fanlarını bir araya toplayabilirsiniz

Kendi markanızın adına ya da kolay akılda kalacak bir Hashtag ile, takipçilerinizin sizin hakkında düşündüklerini yazmalarını isteyebilir ya da kullanıcılar arasında yarışmalar düzenleyebilirsiniz. Sizin yarattığınız Hashtag’i kullananlar sayesinde markanız hakkında sosyal medya üzerinde konuşuluyor olacak ve sizin profilinizi arayan diğer kullanıcılar, markanız hakkında söylenen yorumları görebilecekler.
Twitter Hashtag Kullanımı

Markanızla ilgili olabilecek diğer Hashtag’leri de kullanabilirsiniz

Kendi yarattığınız Hashtag’ler dışında markanızla ilgili olabilecek diğer Hashtag’leri kullanarak, takipçileriniz dışındaki kullanıcılara da ulaşabilirsiniz. Yalnız, farklı kullanıcılara ulaşmak için, çok fazla aranan, keyword aramasında çok çıkan ve sizinle hiç alakası olmayan Hashtag’ler kullanmaktan kaçının. Böyle yaptığınız zaman bunlar, kullanıcılar tarafından spam olarak algılanabilir ve markanıza leke sürülebilir.
Hashtag kullanırken nelere dikkat etmeli?

Hashtag kullanımı aşırıya kaçtığı zaman her şeyde olduğu gibi bu konuda da rahatsız edici olabiliyor. Yukarıdaki maddelerin yanı sıra bu Hashtag’leri seçerken dikkat edilmesi gereken bazı hususlar da öne çıkıyor.
Hashtag’lerinizi seçerken akılda kalıcı ve kısa olmalarına özen göstermelisiniz.
 Çok uzun ve zor hatırlanacak bir Hashtag seçerseniz, kullanıcılar bunları yazmakta zorlanabilecekleri için hatırlanması kolay ve kısa olan Hashtag’ler daha çok paylaşılır. Kısa olmasının ise şöyle bir önemi var, eğer kullandığınız Hashtag çok uzun olursa, kelime limiti yüzünden kullanıcılar kendi düşüncelerini buraya yazamayacakları için Hashtag’inizi kullanmak istemeyebilirler.
Bunun yanı sıra kullandığınız Hashtag’lerin yazımının da kolay olması oldukça önemli. Kısa yazmak için, sesli harfleri çıkartıp, yazması zor bir Hashtag oluşturmak yine kullanıcıyı zorlayabilir.
Bir Hashtag oluşturmadan önce, o Hashtag’in var olup olmadığını kontrol edin. Eğer yoksa yeni bir tane oluşturun. Bunun yanı sıra ilgili olabilecek Hashtag’leri de aynı gönderinin içinde kullanabilirsiniz; ama burada dikkat edilmesi gereken bir nokta gerekiyor. Kullanıcıyı Hashtag’e boğmamanız gerekiyor. Aksini yaparsanız bu Hashtag’ler iletinizin okunmasını zorlaştırabilir. Bunlar tweetinizin içine ayrı ayrı yerleştirebileceğiniz gibi, iletinin sonunda toplu olarak da Hashtag’leri kullanabilirsiniz. Bir iletide 2 Hashtag kullanımı ideal olarak düşünülebilir; fakat daha bu sayının 3′ü geçmemesinde fayda var.

Sosyal ağlarda mükemmel içeriğin sırları

Sosyal ağlarda mükemmel içeriğin sırları [İnfografik]Malum sosyal medya pazarlamasında Facebook'tan Vine'a kadar bütün popüler platformlar büyük bir önem sahip. Peki hepsi kendi dinamiklerine sahip bu sosyal ağlarda paylaşımları en doğru ve fayda sağlayacak şekilde nasıl oluşturmak gerekiyor?
Elbette dijital ortamda varlığını sürdüren her markanın aynı söylemler ve içerik tipleriyle sosyal medyada başarılı olması söz konusu değil. Zira her markanın seslendiği hedef kitle, pazarladığı ürün ve servis, her şeyden önce kendi stratejisi farklılık gösteriyor.
Buna karşın bugüne kadar deneyimlenmiş içerik formülleriyle her sosyal ağlarda gözle görülür etkileşim oranı, dönüşüm ve trafik artışları sağlamak mümkün.
Bu doğrultuda LinkedIn, bloglar, YouTube, Facebook, Twitter, Pinterest, Google+, Instagram, Vine ve Tumblr’da en iyi içerik tipleri hakkında bir araştırma yapan My Clever Agency, harika bir paylaşım kılavuzu meydana getirmiş.
LinkedIn
İnfografiğe göre LinkedIn’de 50 karakteri geçmeyen ve takipçilerinizle etkileşim sağlayacak sorular barındıran içerikler paylaşmak etkili oluyor. Burada ayrıca makalenize vereceğiniz bağlantı ile paylaşımınızı desteklemeniz gerekiyor. LinkedIn’de dikkat edilmesi gereken bir diğer nokta ise açıklama bölümünde okuyucuların ilgisini çekecek metinler oluşturmak.
LinkedIn
YouTube
Malum YouTube dünyanın en büyük ikinci arama motoru. Bu nedenle YouTube’da bir video paylaşırken başlığın aramalarda öne çıkabilecek şekilde oluşturulması hem de kullanıcıları tıklama sevk edecek bilgilendirici bir halde olması oldukça önemli. Aynı şekilde yine aramalarda daha bulunabilir olması için yüklediğiniz videonun da dosya ismi konuyu anlatan anahtar kelimeden oluşmalı. Buna ek olarak açıklama bölümünü dikkatlice doldurmak ve sonunda call to action yaratmak da fark yarattığı ifade ediliyor. Buna ek olarak hashtag’leri de arama sonuçlarında daha kuvvetli bir pozisyon almak için kullanmalısınız.
YouTube
Facebook
Dünyanın en popüler sosyal ağı konumundaki Facebook’ta ise durum güncellemelerinde her zaman olumlu mesajlar vermenizde fayda var. Bu doğrultuda paylaşımlarınızın bilgilendirici olması ve beraberinde bir bağlantı içermesi daha çok like, paylaşım ve yorum almanız konusunda etkili oluyor. Bununla birlikte fotoğraflarda 800 x 600 piksel çözünürlük tercih edilmeli ve mobil cihazlar da göz önüne alarak basit görseller kullanmalısınız. Ayrıca unutmayın ki bir Facebook paylaşımını başarılı kılan detaylardan biri sizin de yorumlara verdiğiniz cevaplarla etkileşimi artırmanızdır.
Facebook
Twitter
Diğer bütün sosyal ağlarda olduğu gibi call to action mesajların tweet’lerde kullanılması gerekiyor. Ancak elbette bunu yaparken 140 karakter sınırı içinde dil kurallarına aykırı olmayan bir mesaj oluşturmalısınız. Tweet içinde mention ve fotoğraflardan yararlanmak ve bağlantı paylaşımı için Bit.ly gibi kısaltma servislerini tercih etmek de daha çok retweet elde etmenin sırlarından.
twitter
Diğer sosyal ağların paylaşım püf noktalarını ise aşağıdaki infografikten inceleyebilirsiniz.
perfect-social-posts

En Kullanışlı Sosyal Medya Araçları

sosyalmedya_ikili_iliskilerSosyal medya uzmanları ve hespa yöneticileri için vazgeçilmez araçlar arasında olan SM araçlarını bir araya topladık. Farklı işlevlerle farklı sonuçlar için çalışan bu araçları kullanarak sosyal medya yönetimizin kalitesini arttırabilirsiniz. Sosyal medyanın bu araçlar aracılığı ile ölçümlemesi ise eski pazarlama ortamlarından ayrılan en önemli özelliği arasında.
Tıklamaları ölçebilmeniz, gönderdiğiniz içerikleri kaç kişinin gördüğünü bilmeniz, stratejilerinizin verilerini farklı filtrelerde kaydedebilmeniz ve daha fazlası sosyal medya araçları ile mümkün. Dijital kampanyalarınızın maksimum verimlilik sağlaması için bu araçları kontrol listenize eklemeniz iyi olacaktır.
1) Klout
Klout muhtemelen en tartışmalı sosyal medya analiz araçlarından biridir. Sosyal medya hesaplarını bağladığınız yahut otomatik açıldığı klout ile sosyal medya puanı alıyorsunuz. Bu kişisel markalaşma için kullanılabileceği gibi kurumsal markalar için de kullanılabiliyor. Klout puan verirken algoritmasında çeşitli veriler sunar. Sosyal hesaplarınızın ne kadar paylaşım yaptığı, kaç beğeni ve rt aldığı, güncelliği vb. veriler klout puanınızı etkileyen verilerdir.
2) Social Mention
Sosyal medyanın meraklı kullanıcıları için vazgeçilmez bir yazılım olan Social Mention internette çıkan bir yazının hangi platformlarda yazıldığını gösteren sosyal medya arama platformu olarak adlandırabiliriz. Bu yazılım doğru kullandığınız taktirde size rakipleriniz hakkında da ciddi bilgiler verecektir.
3) Twazzup
Twazzup gerçek zamanlı ve Tweet arama motorudur. Herkesin gözdesi olan ve heyecan uyandıran anlık arama konusuna giren Twazzup bu anlamda çok fazla potansiyele sahip. Arama sonuçları ekranında sunduğu fazla sayıda bilgi ve akıllıca yerleştirdiği öğeler ile Twitter üzerinde konuşulanları gerçek zamanlı ve farklı bir şekilde takip etmenizi sağlıyor.
4) HootSuite
HootSuite, sosyal medya pazarlamacıları arasında en çok kullanılan ve en popüler olan sosyal medya aracıdır. Hem izleme, hem raporlama seçenekleri sunan bu araç ile tüm sosyal hesaplarınızı tek bir kanaldan yönetebilirsiniz. Başlangıç paketinin ücretsiz olması ve pro paketlerin uygun fiyatları uzmanları bu yazılıma çekiyor.
5) TweetReach
Twitter üzerinden içerik yayınlıyorsunuz. Favoriler ve rt paylaşımları ile bu içeriğiniz yaylıyor. Tweetreach ise size bu içerik hakkında kimin paylaşım yaptığını, kaç sosyal medya kullanıcısının bu içeriği gördüğünü ve bu kişilerin kim olduğunu size söylüyor.
Tweetreach, gerçek sonuçları görmeniz için twitter kampanyalarınızı ölçmenizi kolaylaştırıyor. Tweetreach 2009’da iki Teksaslı tarafından hayata geçirilmiş bir proje. Ücretli servisi, hootsuite ile birlikte en iyi ücretli servisten biri sayılabilir. Ücretsiz servisinde dahi diğer ücretsiz araçlara göre daha detaya giriyor ve gerçek bir analitik gösteri yapıyor. Sonuçları pdf ve excel formatı da dahil birçok şekilde alabiliyorsunuz.  Reach,exposure ve impression gibi derin analitik kavramlar hakkında veriler alabiliyorsunuz.
Yazımız Google Alerts, Google Analiz, Facebook Insights araçları ile devam edecektir.

Twitterda 10 adımda kusursuz tweet’in anatomisi



Twitter tüyoları: 10 adımda kusursuz tweet'in anatomisi












İster bireysel olarak Twitter'ı kullanın, ister Twitter'da marka hesabı yönetin; hepimizin amacı aynı: En fazla etkileşimi almak. "Etkileşim alacak tweet'ler nasıl olmalı?" sorusu ise bu sebeple en çok sorulan ve her seferinde cevabı değişen bir soru olarak karşımıza çıkıyor.
Twitter’da yüzlerce, binlerce retweet alan tweet’leri görüp “Nasıl beceriyorlar bu işi?” diye soranlardan mısınız? Ya da bir tweet’inize ortalamanın üzerinde etkileşim gelince “Bu işi başardım” diye mi seviniyor musunuz? Öyleyse size bir haberimiz var: Ne o etkileşim rekorları kıran hesaplar sizden daha üstün kişiler tarafından yönetiliyor; ne de az etkileşimle yetinmek bu işin fıtratında yok.
Diğer bir deyişle Twitter’da etkileşimlerin önünü açacak, kusursuz tweet’ler yaratmak için dünyayı kurtarmanıza gerek yok. Aslında bu bir strateji ve sosyal ağın doğasını doğru analiz etmekle ilgili bir süreç. Sadece birkaç adımı doğru şekilde izleyerek mükemmel tweet’lerin sahibi olabilirsiniz.
Bu sebeple kusursuz tweet’i yaratmak için dikkat etmeniz gereken olmazsa olmaz 10 öğeyi sıraladık.
1. Hashtag’lerle linkleri bir arada kullanın
Twitter’da daha fazla kişiye ulaşmanız için kullanabileceğiniz en güçlü öğe kuşkusuz hashtag’ler. İçeriğinizle ilgili doğru hashtag’i seçmek elbetteki bu işin ilk adımı ancak bunu linklerle de desteklerseniz etkileşiminizin daha fazla arttığına tanık olabilirsiniz.
2. Fazla hashtag yüklemesi yapmayın
Günümüzün özlü sözlerinden “Çok hashtag, hiç hashtag’dir”i hatırlayın ve tweet’lerinizde hashtag kullanımını abartmayın. En fazla 2 hashtag tek bir tweet için yeterliyken araştırmalar ikiden fazla hashtag içeren tweet’lerin diğerlerine nazaran %32 daha az etkileşim aldığına işaret ediyorlar.

3. Uzun tweet’ler yazın
Tamam, Twitter 140 karakterle bizi sınıyor ama bu bize verilen yerden istifade etmeyeceğiz anlamına gelmiyor. Nitekim 60 karakterin altındaki tweet’lerin diğerlerinden üçte bir daha az etkileşim aldığı söylenirken 120 ve üzerinde karakteri içeren marka tweet’lerinin en fazla etkileşim alan içerikler olduğunu da akıldan çıkarmamak gerekiyor.
4. Net call-to-action’lar kullanın
Takipçilerinizi eyleme davet ederken lafı dolandırmanın size bir faydası yok. Bir linke tıklamalarını mı istiyorsunuz “Hemen tıkla” yazarak amacınızı direkt olarak belli etmeniz size daha fazla etkileşim ve trafik olarak geri dönecektir.
5. Aciliyet vurgusunu verin
Özellikle markaların kampanyalarında zaman kavramına dikkat etmeleri gerekiyor. “Bugün son gün”, “Hemen başvur” gibi aciliyet vurgusu veren tweet’lerin kullanıcıları eyleme sürüklemede daha başarılı olduğu biliniyor. Dolayısıyla bu tweet’ler ortalama marka etkileşimlerinden daha fazla takipçi etkileşimi getiriyor.

6. Tweet gönderme sıklığınızı bozmayın
Eğer bir gün içinde normalde 5 tweet gönderiyorsanız, bu periyoda sadık kalın. Bir gün bir tweet, ertesi gün 5 tweet, üçüncü gün “hiç” tweet takipçilerinizle aranıza kara kedi sokacaktır.
7. Görsel öğelere bol bol yer verin
Artık her sosyal ağda fotoğraf ve videoların en fazla etkileşim getiren içerik tipi olduğu su götürmez bir gerçek. Hele son zamanlarda Twitter’ın görselleri öne çıkaran güncellemelerini de göz önüne alırsak yaratıcı görsellerle tweet’lerinizi süslemeyi unutmayın.
8. Doğal görsel tiplerini kullanın
Tamam, görsel kullanacağız ama nasıl? Üçüncü parti fotoğraf yükleme uygulamaları yerine Twitter’a direkt olarak görsellerinizi gömün. Diğer bir deyişle paylaştığınız fotoğraflar pic.twitter.com uzantılı olsun ki takipçilerinizin zaman akış sayfalarında linke tıklamaya gerek kalmadan, direkt olarak gözükebilsin.

9. Görsel paylaşımları da linklerle destekleyin
Maalesef sadece link paylaşmak da yeterli değil, sadece görsel de. Eğer ciddi bir etkileşim sayısına ulaşmakta kararlıysanız gömülü görselleri paylaştığınız içeriklere ilgili linki de ekleyin. Diğer yandan fotoğraf ve link içeren tweet’lerin sadece link içeren tweet’lere göre %29 oranında daha fazla etkileşim aldığını da unutmamak lazım.
10. Görsellerde işlev önemli ama büyüklük daha önemli
Görsel paylaşımlar zaman akış sayfasında tam boy çıkmadığı için Twitter bunları otomatik olarak boyutlandırarak bir kısmını açıkça gösteriyor. Bu yüzden görsellerinizin önemli kısımlarının gözükeceği şekilde onları optimize etmelisiniz. 
gorsel-twitter

Facebook ve Twitter’da hangi konular daha çok etkileşim getiriyor?



Facebook ve Twitter'da hangi konular daha çok etkileşim getiriyor?
Sosyal medyanın merkezinde etkileşimler yatıyor. Nitekim sosyal medya çift taraflı bir iletişim ağı olduğu için yazdıklarımızın, paylaştıklarımızın başkaları tarafından beğenilmesi, paylaşılması, daha fazla kişiye yayılması bizi mutlu ediyor. Peki, Facebook ve Twitter'da hangi konularda üretilen içerikler daha fazla etkileşim alıyor? Diğer bir deyişle bizi o etkileşim tatminine ulaştıracak konular, içerik türleri neler?
Hepimiz tweet’lerimizi yazarken, Facebook’ta durum güncellemesi paylaşırken etkileşim rekorları kırmayı umut ediyoruz, kabul edelim. Bir paylaşım yaptıktan sonra bildirim kutumuzda beliren o işaretleri sık sık kontrol ettiğimizi yalanlayamayız; en azından ben bu konuda dürüst olmayı tercih ediyorum. Hiç etkileşim almayan paylaşımlarımızı bazen silebiliyoruz bile. İşte etkileşimler sosyal ağlarda bu kadar güçlü; bu kadar stratejimizi belirleyen öğeler.
Sosyal medya pazarlaması yapan markalarda da durum böyle. Sosyal medyada o ya da bu sebeple yer almayı seçen her marka, paylaşımlarını en fazla etkileşim alacak şekilde belirliyor, stratejilerini bunun üzerine kuruyor. Böylelikle takipçileri, hayranlarıyla daha sıkı ilişkiler kurabilen markalar daha fazla kişiye marka bağlantılı içeriklerini ulaştırabiliyor; isimlerini duyurabilip marka bilinirliliklerini artırabiliyor; satış oranlarını artırabiliyor. Bu listeyi detaylandırmak ve uzatmak mümkün.
Klout’un araştırması ise hangi sosyal ağlarda, hangi konular üzerine üretilen içeriklerin daha fazla etkileşim sayısına ulaştığı hakkında gözümüzü açar nitelikte. Bireysel kullanıcılar kadar markaların da önemli dersler çıkarabileceği bu araştırma, aynı zamanda sosyal ağların etkileşim getiren içeriklerde birbirinden ne kadar farklılaştığını da gözler önüne seriyor.
etkilesim-facebook-twitter
Facebook ve Twitter‘daki 580 milyondan fazla kişinin sosyal etkileşimlerini inceleyen Klout, bu iki sosyal ağın en popüler 10 konusunu sıralamış. Twitter’da en çok etkileşim getiren konular sırasıyla müzik, televizyon, yazılım, ünlüler, tatiller, filmler, internet, iş dünyası, basketbol ve spor iken Facebook’ta şu sırayla devam ediyor: Müzik, televizyon, tatiller, yazılım, din, ünlüler, film, kitaplar, iş dünyası ve yemek.
Bu listelerden de görebileceğiniz üzere müzik ve televizyon her iki sosyal ağın en popüler iki konusu. Ancak ilk ikiden sonra işler ilginçleşmeye başlıyor: Örneğin yemeklerle yazdığınız bir tweet ya da paylaştığınız fotoğraf Twitter’da belki hiç etkileşim alamazken yeni açılan bir restoranda yediğiniz enfes tatlının fotoğrafı Facebook’ta beğeni ve yorum rekorları kırabiliyor. Ya da derbi sonrası yorumlarınız Facebook’ta ilgi görmezken Twitter’da mention’dan mention’a koşuyor.
etkileşim konular
Bu konulardan dediğimiz gibi markalar için çıkarılacak çok ders var. Hangi konularda daha çok içerik üretmeleri ve bunları hangi sosyal ağlarda paylaşmaları konusunda ipuçları taşıyan bu veriler hatta hangi sektörlerdeki markaların sosyal medya pazarlaması yapacağı sosyal ağları seçmesinde bile etkili olabilir. Örneğin yerel bir kitabeviyseniz ve doğal olarak kitaplarla bağlantılı içerik paylaşacaksanız belki de sosyal medya pazarlama faaliyetlerinizi daha çok Facebook üzerinden yürütmeniz daha akıllıca olacaktır.
Etkileşimler sekmenizin yerinde saymasını istemiyorsanız, sosyal ağlarda kendi kendinize konuşuyor gibi bir izlenim uyandırmak gibi bir niyetiniz yoksa etkileşim getirme olasılığı yüksek olan bu konulara özellikle yoğunlaşmanızı tavsiye ederiz. “Benim takipçilerim neden hiç artmıyor?”, “Neden yazdıklarımı kimse beğenmiyor?” diyenlere duyurulur.

LinkedIn Yenilenen Premium hesapların öne çıkan 4 özelliği



LinkedIn tüyoları: Yenilenen Premium hesapların öne çıkan 4 özelliği
LinkedIn geçtiğimiz hafta Premium üyeler için yeni profil tasarımını tanıtarak paralı üyelerinin kalabalığın önüne geçmesi için onlara yeni profil özellikleri sunmuştu. Facebook'a benzeyen profil öğeleriyle dikkat çeken yeni Premium profil tasarımı sosyal ağın paralı üyeleri için birçok fırsat barındırıyor.
LinkedIn’in en büyük gelir kapılarından biri Premium üyelik seçeneği. Sosyal ağ da Premium üyeliği daha çekici hale getirmek için bu abonelik sistemine daha çok özellik ekleyerek haklı bir iltimas geçmeyi ihmal etmiyor. Öyle ki Premium üyelerin profillerinin yeni görünümü kadar yeni özellikleri de benim gibi birçok normal üyeyi kıskandıracak cinsten.
İnsanın içinden “Premium’a mı geçsem?” diye geçirten bu yeni profil özellikleri paralı üyelerle ücretsiz üyeler arasında daha fazla fark yaratacak gibi. Doğal olarak Premium üyelerin LinkedIn‘den daha fazla verim almasını ve daha fazla kişiye ulaşarak profesyonel çevrelerini genişletmelerini sağlayacak bu yeni özellikler eğer doğru şekilde kullanılırsa kullanıcılara birçok artı olarak geri dönebilir.
Eğer LinkedIn’in paralı üyelerindenseniz ya da Premium üyeliğe geçmeyi düşünüyorsanız bu yeni Premium profil özelliklerinden yararlanarak nasıl fark yaratabileceğinizi aşağıda özetledik.
Özet optimizasyonu
LinkedIn’de arama sonuçlarında bulunabilmenin ilk yolu ve hatta size arama motorlarında organik görünürlülük getirmesi açısından da önem taşıyan anahtar kelimeler yeni profil görünümünde daha fazla vurgulanıyor. Nitekim bu anahtar kelimelerin en fazla kullanıldığı “Özet” bölümünde LinkedIn artık Premium üyelere özel bir asistan sunarak profil bilgilerinizden yola çıkarak bu bölümde kullanabileceğiniz anahtar kelime önerileri sunuyor. Böylelikle profilinizi öne çıkarmak için size büyük bir fırsat sunmuş oluyor.
summary
Açık profil
Yeni görünümde LinkedIn paralı üyelerine de artık hesaplarını açık hale getirme seçeneğini sunuyor. Bu da sizden üç derece uzak bir bağlantı da olsa herkes size InMessage kullanmadan mesaj gönderebilir anlamına geliyor. Eğer hala profilinizi diğerleriyle açıkça paylaşmak istemiyorsanız bu özelliği devre dışı bırakmak ise sizin tercihinize kalmış. Ancak profilini açık hale getirme fırsatını kullanmak isteyen üyeler böylelikle daha önce onlarla bağlantıya geçmede sorun yaşayan kişilere ulaşarak profesyonel çevrelerini daha da genişletmek ve yeni bağlantılarla tanışmak konusunda büyük yol katedebilirler.
Arama sonuçlarında daha öne çıkma
LinkedIn, Premium üyeleri ücretsiz üyelerinden ayırmaya ve onları ön plana çıkarmaya kararlı. Yeni görünümle birlikte ücretli üyeler arama sonuçları sayfasında da daha öne çıkıyor. Arama sonuçlarında diğerlerinden iki kat büyük yer kaplayan Premium üyeler böylelikle daha fazla dikkat çekerek daha fazla kişi tarafından tıklanabiliyor. Sadece kapladığı yer olarak değil, diğer üyelerde gözükmeyen geçmiş iş deneyimi, şu an çalıştığı yer ve eğitim bilgileri de arama sonuçlarında Premium üye profilleri altında belirtiliyor.
Search-LinkedIn
Profilinizi kimler görüntüledi?
LinkedIn’in en sık kullanılan ve popüler öğelerinden “Profilimi kimler görüntüledi?” Premium üyeler için bu değişiklikler sonucu daha etkin bir araç haline geliyor. Normal üyeler profillerini ziyaret eden sadece son 5 kişiyi görebilirken Premium üyeler 90 kişiyi görebiliyor. Bununla da kalmayarak sıralamalarda Premium üyelere ilk 100 kişiyi gösteren LinkedIn bunu ücretsiz üyeleri için 10 ile sınırlıyor. Bu da ücretsiz üyelerin yeni bağlantılar elde etmesi ve bu görüntülemeleri kendi yararına kullanması için diğerlerinde olmayan büyük bir fırsat demek.

Facebook’tan embed içerikler ve mobil uygulama reklamlarına makyaj


Facebook'tan embed içerikler ve mobil uygulama reklamlarına makyaj
Facebook içeriklerin başka site ve bloglara gömülmesini sağlayan embed özelliğini güncelledi. Yenilenen Facebook embed özelliğinin görselleri öne çıkaran bir tasarımı benimsediği dikkat çekiyor. Ayrıca mobil uygulama reklamlarını da ek özelliklerle güncelleyen Facebook'un web modelini mobile taşıdığı da gözden kaçmıyor.
İnternet artık birbirine entegre bir dünya. Yayınlayan her türlü içeriği kendi platformumuza gömebilerek paylaşabiliyoruz. Instagramfotoğraflarını, Vine vidoalarını, tweet’leri, YouTube videolarını alarak bloglarımızda kullanabiliyoruz. Böylelikle içeriklerin yayılımı artarak daha fazla kişiye ulaşabilirken sosyal ağların sağladığı embed özellikleriyle bu paylaşımların formunu bozmadan kendi takipçi ve okuyucularımıza bu içerikleri sunabiliyoruz.
İşte Facebook da geçtiğimiz sene geç de olsa içerikleri diğer web sitelerine yerleştirme özelliği “Embed Post”u kullanıma sunarak bu ekosisteme dahil olmuştu. Şimdi ise Facebook içerikleri embed edebilme özelliğinin üzerinde küçük ama güçlü güncellemeler yaptığını duyurdu.
Facebook’un dile getirmekten bıkmadığı bir şey varsa; o da fotoğraf ve videoların sosyal ağ üzerinde en fazla etkileşim alan içerik türleri olması. Bu anlamda içerikleri embed etmede görsel ağırlıklı bir değişime giden Facebook, içeriklerin embed edilmiş halinde en üstte görsel ya da video büyük olarak gözükürken metin kısmı aşağıya kayıyor.
Bu açıdan Twitter‘ın embed modelinden esinlenen Facebook, böylelikle görsel paylaşımların embed edilen blog ve web sitelerinde de daha büyük ve daha ön planda yer almasını sağlamaya çalışıyor.
Buna ek olarak embed içeriklerin eskisine göre iki kat daha hızlı yükleneceğini söylenen Facebook, buna ek olarak yayıncılar için de embed post boyutlandırmalarını kolaylaştırarak bir güncellemeye gidiyor. Böylelikle yayıncılar embed eklentisinde belirledikleri ilk boyutu sonraki diğer tüm embed’lerinde otomatik olarak kullanabilecekler ve tekrar tekrar boyutlandırma yapmak zorunda kalmayacaklar.
Mobil reklamlara ek özellikler geliyor
Embed içeriklerin yanı sıra Facebook cephesinden gelen diğer önemli bir yenilik ise Facebook mobil uygulamasında yer alan uygulama reklamları kapsıyor. Bu güncelleme ile birlikte mobil reklamların içinde reklamverenin Facebook sayfası linki, sosyal içerik ve paylaşım seçenekleri de yer almaya başlayacak.
facebook-messenger
6 Ağustos itibariyle geçerli olacak olan bu güncelleme ile birlikte mobil uygulama reklamları web reklamlarına bir adım daha yaklaşmış olacak. Nitekim bilindiği gibi masaüstü reklamlarında yorum, beğeni ve paylaş butonlarına ek olarak Facebook sayfasına link, sosyal içerik ve hangi arkadaşınızın o sayfayı beğendiğine dair ibareler yer alıyor ancak mobilde bunlara yer verilmiyordu.
Bu güncellemeyle mobil uygulama yükleme reklamlarını güçlendiren Facebook, en güçlü olduğu alan olan mobilde daha fazla reklamvereni platformuna çekmek ve var olan reklamverenler için daha fazla özellik sunarak mobil reklamlar için elverişli bir platform olduğunu kanıtlamayı amaçlıyor.